muncur

muncur

19 Mart 2012 Pazartesi

Bir hafta sonu kaçamağı: Trabzon

Geçtiğimiz Cuma ben , eşim ve ailelerimiz bir hafta sonu kaçamağı yaptık ve düştük Trabzon yollarına. Anlık çılgınca verilen bir karar değildi aslında. Pegasus’un geçtiğimiz sene yaptığı kampanya bizim bu kaçamağı yapmamıza ön ayak oldu. Sayılı 10 ay çabuk geçiyormuş.


Trabzon bizi malesef sıcağıyla karşılamadı. Öyle ki tüm hafta yağışlı olan hava bizim gideceğimiz 2 günde kara dönüşüyordu. Olsun dedik Karadeniz’in beyazını da görmek lazım. Sonradan düşündüğümde  Trabzon’u  en son çocukluğumda karlar içinde gördüğümü anımsadım. Hatta yeşilin binbir tonunu görememek, aslında eşime ve ailesine gösterememek beni çok üzdü. Her şeye rağmen güzeldi!

Yağlı pide
İlk gün uçaktan iner inmez kiraladık araçları düştük yollara. Önce dedik doyuralım karınlarımızı. Sahilde Serender diye bir mekana gittik. Yağlı pidesi tamamını bitiremesem de bir harikaydı. Çorba ve kıymalı pidesi de çok iyiymiş(yiyenler öyle söyledi) Ama benim damağımda kalan ‘Burma Tatlısı’ydı.

 Bizim oralarda ‘kocakarı gerdanı’ da denir. Malesef fotoğraflayamadım, tahmin edeceğiniz gibi 2 dakika içinde midelerde yerini almıştı bile.

Karınlarımızı doyurduktan sonra hava da kararmaya başlayınca hadi dedik köydeki evimizi de bir görelim, gösterelim. Vizara köyüne doğre yola koyulduk. Yollar dar ve karlıydı. Evin çok yakınına kadar araçlarla çıkabildik. Çok az bir mesafeyi de yürümek zorunda kaldık. Terastan gördüğümüz manzara beni şaşırttı. Çünkü senelerdir yemyeşil ağaçlarla kaplı manzara şimdi çırılçıplak demesek de yarı çıplaktı. Kışın ağaçların yapraklarını döktüğü gerçeğinin Karadeniz’i kapsamayacağını düşünmüşüm herhalde :)
Trabzon Merkez
Dönüş yolunda hava iyice kararınca kalacağımız Öğretmenler Evi’ne gidelim dedik. Eşyaları bırakıp şehir merkezinde tur attıktan sonra vakit geçirmek için soğukta yapılabilecek en iyi şeyi yaparak bir alışveriş merkezine gittik.

Ertesi gün erkenden kalkıp yol alalım dedik fakat o kadar çok kar yağıyordu ki Sümela Manastırı’na çıkabilir miyiz diye etrafa sorduk. Yollar açıktır dediler. Gerçekten de girişine kadar problem yaşamadık. Ama yukarıya çıkmak için oradaki dolmuşlara binmemiz gerekti. Aslında turistik bir mekan, belediyenin o yolları da tuzlaması gerekir fakat kışın gereken önemi göstermiyorlar.

Manastır Yolu
Yukarıya manastıra çıkmak için 5-10 dakika yürünen bir yol var. Kar yağışından göz gözü görmez bir durumda tepeye vardığınızda  oturup sıcak bir şeyler içeceğimiz, dinlenebileceğiniz bir yer yok. Hayır turistik bir mekanda bunu düşünmek bu kadar zor mu?  Hem işletme para kazanır, hem insanlar iki soluk alıp ısınarak gezintilerine devam eder.
Sümela Manastırı
Neyse ki Manastırın içerisine girdiğimizde tüm o soğuğu yediğimize değdiğini hissettik. Sümela’ya bu üçüncü gelişimdi fakat ilk defa karlar içerisinde görme şansına ulaştım. Böyle bir ihtişam binlerce metre yukarıda bir dağın içine nasıl inşa edilmiş inanılır gibi değil.

Tarihin kıymetini bilmeyen halkımız yine yapmış yapacağını. Gördükçe içim acıyor, nasıl bir cahillik bu anlayamıyorum.

Çıkışta bir kaç hatıra fotoğrafının ardından objektifime üşümüş bir köpek takıldı. Öylesine sevimli ve titrek bakıyordu ki sevmek için yaklaştık fakat insanlardan nasıl zulüm gördüyse hemen kaçmaya başladı. Buruk bir şekilde geride bırakarak Uzungöl’e doğru yola çıktık.
Karlar içinde Uzungöl
Sahile doğru gittiğimizde kar yerini güneşe bıraktı. Ben de çıkardım atkıyı bereyi. Fakat Uzungöl yoluna girdiğimizde yine aynı kar manzarası. Uzungöl’e yaklaşırken arabayla çıkmakta biraz zorlandık.
Alabalık böyle sunulur
 Neyse ki yediğimiz alabalık çektiğimiz tüm zorlukları unutturdu bize. Böyle bir sunum, böyle bir tat bilmiyorum! Uzungöl’e çıkın ama alabalık yemeden dönmeyin sakın. Hayatınızın tadını kaçırmış olursunuz.
Kuymak (Muhlama)
Ne yenir? Yağlı pide, kuymak (muhlama), Akçaabat köfte, turşu kavurma, mısır ekmeği, alabalık, mevsiminde hamsi, kara lahana dolması, burma tatlısı, laz böreği (börek değil tatlıdır kendisi)

Nerelere gidilir? Bizim çok fırsatımız olmadı ama; Sümela Manastırı(Meryem Ana),   Uzungöl, Atatürk Köşkü, Trabzon Müzesi, İskender Paşa Camii, Kuştul - Hızır İlyas Manastırı, yazın Yaylalar

2 yorum:

  1. Mekanlar, yemekler harika görünüyo :)
    En kısa zamanda biz de görelim oraları, darısı başımıza ama daha sıcak bi zamanda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında iş arkadaşlarımı toplayıp gitme gibi bir hayalim var :) olmasa bile mutlaka görün, tadın :)

      Sil